Biyomedikal Cihazların ( Tıbbi Cihazların ) Tarihsel Gelişimi
- biymed
- 2 Oca 2018
- 2 dakikada okunur
1895 yılında X ışınlarının bulunmasından sonra 20.yüzyılda, birçok alanda olduğu gibi tıp alanında da önemli gelişmeler olmuş, bunun sonucunda da tanı ve tedaviye yönelik hizmetlerin kalitesi büyük çapta artmıştır. 1950’li yıllarda gama kameralar, 1970’li yılların başında bilgisayarlı tomografi ve 1980’li yıllarda manyetik rezonans cihazlarının tıp alanında kullanıma girmesi, 1970’li yıllarda mikroişlemci teknolojisinin kullanılmaya başlaması, hastanelerde kullanılan cihazların nitelik ve niceliğinde değişimlere neden olmuştur.
Elektronik ve bilgisayar teknolojisindeki gelişmelerin sonucu olarak yüksek teknoloji ürünü tıbbi cihazlar sayı ve çeşit yönünden hızla çoğalmıştır. Bu kısa süre içinde bilgisayarlı tomografi, manyetik rezonans, nükleer tıp ve ultrasonik görüntüleme sistemleri, renkli ultrasonik fiber endoskoplar, çeşitli tipte lazer cihazları ve daha birçok sağlık ile ilgili yeni teknolojiler ortaya çıkmıştır. Tıbbi cihazların üretim maliyetlerinin düşmesi, ileri teknoloji ürünü tıbbi cihazların daha yaygın olarak kullanılmasını da beraberinde getirmiştir. Teknolojik gelişim bu şekilde devam ettiği sürece tıbbi cihazların gelişimi de teknolojiye paralel olarak gelişmeye devam edecektir. Teknolojik gelişimin yanı sıra ekonomik ve politik kararlar da sağlık alanında önemli araştırma ve yatırımların yapılmasına ortam hazırlamaktadır.
Biyomedikal cihazların gelişimini etkileyen birçok faktör vardır. Yukarıda da bahsedildiği gibi herhangi bir alanda gelişmeden söz ediyorsak bu gelişmenin öncelikli sebebi ihtiyaçlardır. Salgın hastalıklar, savaşlar tıp alanındaki gelişmelerin en önemli sebeplerindendir. Örneğin, hepimizin bildiği ve çağın vebası olarak tanımlanan AIDS hastalığı ortaya çıkmamış olsaydı bugün bu hastalığın tedavisi için yapılan araştırmalar ve geliştirilen bazı teknikler olmayacaktı.
Biyomedikal teknolojisinin gelişimi, aslında oldukça eskilere dayanmaktadır. 2000 yılında Alman arkeologların 3.000 yıllık bir mumyanın ayağında protez olduğu düşünülen tahtadan yapılmış bir baş parmak bulmuş olmaları da bunun bir göstergesidir. Biyomedikal teknolojisinin gelişimi tıp alanındaki gelişmelere ve teknolojiye paralel olarak gelişmektedir. Gelişim aşamaları kronolojik olarak aşağıda görülmektedir.
1900 öncesi: Fransız Rene Laennec stetoskopu buldu. X-ışınları keşfedildi. İlk kan nakilleri geliştirildi. Solunumda oksijenin önemi anlaşıldı. İlk cerrahi antiseptik teknikler geliştirildi. İlk katarakt ameliyatları yapıldı.
1900-1920 arası: Kalple ilgili kateterizasyon teknikleri geliştirildi. Cerrahi dikiş tekniklerinde ilerlemeler ve damarlardan enjeksiyon gerçekleştirildi. William Eindhoven, EKG elektrokardiyografiyi geliştirdi. 1920’li yıllar: Dokular için dondurma ve çözme teknikleri geliştirildi. Yapay akciğer de denilen solunum cihazı geliştirildi.
1930’lu yıllar: Anestezi teknikleri geliştirildi. Kan bankaları kuruldu.
1940’lı yıllar: Kanda Rh faktörü keşfedildi. İlk başarılı böbrek ve deri transplantasyonları (organ nakli) yapıldı.
1950’li yıllar: Elektron mikroskobu kullanıldı. Nükleer tıpta gelişmeler oldu. Açık kalp ameliyatı ve pacemaker kullanımı gelişti. Kemik ilişi transplantasyonu geliştirildi. DNA keşfedildi. Kalp-akciğer makinesi geliştirildi.
1960’lı yıllar: Canlı insandan başarılı kalp, akciğer, karaciğer, pankreas nakilleri yapıldı.
1970’li yıllar: Kardiyoloji alanında ilerlemeler oldu. CT (bilgisayarlı tomografi) geliştirildi. MRI (manyetik rezonans görüntüleyici –EMAR) geliştirildi. Kolesterol ve kalp hastalıkları arasındaki bağlantı ortaya çıkarıldı.
1980’den günümüze : Gen haritası çıkarıldı. Intravascular oksijeneratörü geliştirildi. Görsel insan projesi hayata geçirildi. İleri organ nakil teknikleri geliştirildi. Elektrocerrahi teknikleri ve lazer teknolojileri geliştirildi.
Görüldüğü gibi gerek tıp alanında gerek teknolojide gerekse biyomedikal alanındaki gelişimin önemli safhaları son bir yüzyıl içinde gerçekleşmiştir. Günümüzde bilimsel gelişmelerin teknolojiye dönüşmesi ve farklı disiplinlere uygulanması çok kısa sürede gerçekleşmektedir. Yakın gelecekte hastaların uzaktan muayene edilmelerine, uzaktan ameliyatlara, vücut içinde dolaşan nano robotlara, yeni ilaçlara ve tedavi yöntemlerine şimdiden kendimizi hazırlamamız gerekiyor.
Comments